13 Ağustos 2013 Salı

26.07.2013 / Cuma – 14.08


   Dün gece dayanamayıp, sana mesaj attım. Orada olsaydın yazacağın şey “Hoca!” olurdu değil mi? Bekledim… İçimde bir yerlerde, her an mesaj atacakmışsın gibi bir his vardı.

   Telefonumun ekranından bana bakman o kadar güzel ki! Ne zaman ekranıma baksan gözgöze geliyoruz. O kadar güzel ki gözlerine bakmak.


   Seni seviyorum, çabuk dön!

25.07.2013 / Perşembe – 21.40


   Radyo, bas bas bağırıyor “seni çok özledim!” diye. Ruh halim tam da öyle! Gerçekten seni çok özledim. Keşke yanımda olsaydın.

   Bir daha aşık olmayacağım diye bağırırken ben, kalbimi her dinlediğimde oradasın!


   Hiç gitme ya da dön! Gel işte!...

24.07.2013 / Çarşamba – 23.52


   Bugün hiçbir şey yapmamayı o kadar isterdim ki. Ama yine de dersteydim. Neyse ki aldım sertifikalarımı.


   Buralarda her şey karmaşık. Beni sorarsan iyiyim. Saçma şeylerle vakit doldurup, seni düşünmemeye çalışıyorum. Ne kadar da başarılıyım (!) değil mi?

23.07.2013 / Salı – 22.46


   Dersler tam gaz devam ediyor. Günde 12 saatten fazla bilgisayar başındayım. Başka zaman olsa, annem terliği kafama indirirdi. Ama sertifika var ya işin ucunda, derse oturayım diye pervane. Hatta biraz daha abartsa, bilgisayarı yedirecek bana J Vaktim kısıtlı ya ondan çok yazamıyorum.

   Açıklardan gemiler geçti yine bugün. Sana selam yolladım onlarla, aldın mı?


   …Ders başlıyor, seni seviyorum…

22.07.2013 / Pazartesi – 23.43


  Tüm gün İspanyolca çalışıyorum. Zamanım kısıtlı uzaktan eğitimi tamamlayıp, sertifika almaya hak kazanacağım. O kadar mutluyum ki, o kadar telaşın içinde bile elimi kalbime koyduğumda, oradasın…


   Ders başlıyooor. Seni seviyorum.

21.07.2013 / Pazar – 22.43


   Canım !

   Bugün sana yazamayacağım diye çok korktum. Şimdi yürüyüşten döndüm. Bilirim sen koşmayı seversin. Ama bizimkilere ayak uydurmam lazım değil mi? Tüm gün İspanyolca çalıştım. İyiden iyiye öğreniyorum ben bu dili. :)

   Dolunay var bu gece. Mehtapta yürüdük. Ay, yolumuzu aydınlattı. Senin benim yolumu aydınlattığın gibi. Yürürken hep hayal ettim seni! Beraber yürüdüğümüzü… Kaçıncı mildesin acaba? Neler yapıyorsun açık denizde? Hep hayalini kurduğun o ufukta neler yapıyorsun acaba?

   Aynı dolunay, seni de aydınlatıyor değil mi? Seninle aynı güne uyuyup, aynı güne uyanmayı özledim. Dön bence!

   Farkında değilsin ama beni kendinden uzaklaştırmaya çalışırken, aslında o kadar çektin ki kendine, sensiz bir hayat düşünemiyorum.


  Gittiğin limanlardan bir selam gönder yeter. Rüzgara söyle, o bana ulaştırır.

   Seni seviyorum denizlerin şövalyesi… Kendine iyi bak… Ve çabuk dön. Lütfen!

20.07.2013 / Cumartesi – 02.20


    Değişik bir şeyler yapmalıyım dedikçe sana yazarken buluyorum kendimi. Yazmak o kadar güzel ki. Hele sana! Resmin önümde şu an. Karşılıklı bakışarak sigaramızı içiyoruz. Sen hafif tebessüm etmişsin, bana bakıyorsun. Sen güldükçe, dünya daha yaşanılır bir yer oluyor sanki.

   Uyumak istemiyorum. Devamlı yazmak, yazarken seninle konuşmak istiyorum. Biliyorum, resimdeki sen, beni dinliyor. Bıkmıyorsun ben konuşurken, hiç bıkmazdın ki zaten! Konuştukça konuşmamı istiyorsun sanki. Kırmıyorum seni, anlatıyorum her şeyi. Çoğunu da yazıyorum zaten.

   Biraz önce babamın çok sevdiği film olan “konvoy”u yine, yeni, yeniden izledik. Lastik ördek sen oldun, Melissa da ben. Sen tırı kullandın, ben sana aşık oldum.  Maceradan maceraya atıldık önce, seviştik sonra. Mutlu sona ilerledik, bir karavanın arkasında…

  Keşke burada olsaydın. Seni çok özledim. İyi geceler denizin sevgilisi, iyi geceler güzel gözlüm!


 16.46

   Kendi isteğimle mutfağa girdim. Börekler, yemekler yaptım. İnanabiliyor musun? Ben! Şaka gibi. Bir an yanımda hissettim seni. Sanki o hamuru sen açtın da, yardımını esirgemedin.

   Seni sanki 1000 yıldır tanıyormuşum gibi hissediyorum. Ama ne acayip ki, en sevdiğin yemeğin ne olduğunu bile bilmiyorum. Enterasan değil mi?

   Gece rüyamda beraberdik yine. Çocukluğumun geçtiği yerlere götürdüm seni, Gökçeada’ma. Gitsek, çok seversin orayı. Dört bir yan deniz. Mavilik ve yeşillikten başka bir şey yok. Kekik kokusu nasıl da burnumda, bilsen!

   Yüzmeyi ilk öğrendiğim, bisiklete ilk bindiğim, hatta izlerini hala taşıdığım yaraların olduğu yerleri gezdirdim sana. En kaliteli yerde rakılarımızı içerken, balıklarımızı yedik. Dibek kahvemizi içtik. Semadirek adasını izledik sarmaş dolaş. Limana koşa koşa indik. Gizli limanda yüzdük. Çamlıkta soluklandık. Her saniyesi gerçek gibiydi. Sanki yaşamışız da, ben sadece hatıralarımı canlı tutmak için yaşıyormuşum gibi. Her saniyesi dünyalara bedeldi.

   Sigarayı bırakmaya karar verdim. Daha sağlıklı yaşayacağım artık. Belki kilo da veririm belli mi olur. Ama sen böyle severdin beni değil mi?

   Sen gittiğinden beri her şey normal seyrinde. Ülke de bildiğin gibi. Devamlı kitap okuyorum. Muazzam bir bilgi ağındayım sanki…

   Her şey normal ama bir sen yoksun işte. Olsaydın keşke! Tam şu anda resminin olduğu yerde… Gözlerine baksam, sarılsam, kokunu içime çekseydim. Ne garip, kokunu bile tanımıyorum!


   Neyse özledim işte, sitemlerim özlediğimden…

19.07.2013 / Cuma – 18.45


   İtiraf ediyorum, bugün ilk defa ağladım. Tam bir haftadır denizdesin. Çok mutlusundur eminim. Ama limanda bekleyenin özlemi de kor gibi. Senin için mutluyum tabii ama kendim için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

    Bugün yeni çiçek alıp, isim verdim. Senin ismin ve senin en sevdiğin, “deniz”! Onu da öyle bir yere koydum ki, ufka bakınca hem denizi, hem çiçeğimi hem de seni görüyorum.

   Seni hep görüyorum, duyuyorum, hissediyorum. Seninle konuşuyorum. Sesimi iletiyor mu deniz sana?


   Unutmadan, Fenerbahçeliler günün kutlu olsun bir tanem. Bilirim, sen fenerbahçeni çok seversin... 

 23.48

   Bugün açıklarda bir gemi gördüm. Belki içindesindir diye hayallere daldım yine. Çoktan Cebelitarık’ı geçmişsindir. Ama yine de gitmediğini farz ederek, yaşıyorum. Hayatım monoton devam ediyor.

   Fark ettim ki, Mabel Matiz dinlerken; gözlerimin önünden sen geçiyorsun…

   Bilmiyorum, bunları okur musun? Belki döndüğünde sana bu defteri veririm ve yazdıklarımdan, sen yokken neler yaptığımdan, hayallerimden haberin olur. Belki de sözünü etmem. Ama bil seni bekleyeceğim diye sözüm var.

   Hani bir keresinde demiştim ya sana, herkesin hayatında unutamadığı biri vardır diye. Sanırım o, sen oluyorsun gitgide.

   Uykumda, hayalimde, rutin işlerimde bile sen varsın. Her şey sen oldun. Denize bakınca sen, çiçeğime bakınca sen. Sana bakınca hayat! Nefes! Ömür!

   Çabuk dön, nefes alınmıyor sensiz.


   Yalnızlığımın adı sen, aşkımın adı sen, mutluluğun adı sen…

18.07.2013 / Perşembe – 22.46


     Bugün denize dalıp gittim, annem dokununca kendime gelebildim! Neyin var?, diye sordu. Kalbim acıyor, diyebildim sadece. 

     Aslına bakarsan ne kadar sen olmuşum. Sen de ne kadar ben olmuşsun. Denize bakarken zamanı unutuyorum. 

     Dön bence !

17.07.2013 / Çarşamba – 07.16


     Sana şiirler yazmak geliyor içimden ama yapamıyorum. Kalemi alınca elime, kelimeler dağılıyor bende. 

     Seni her düşündüğümde yazayım dedim. Baksana, meğer seni her gün düşünüyormuşum.

16.07.2013 / Salı – 02.46


    İyi ki doğmuşum beeenn ! :)

    Ne çok isterdim bugün yanımda olmanı. Saat 00.00’da ilk mumu yakıp, üfledim. Tek mum, tek dilek. Sen! Sağ salim dönmeni diledim. Hasta olmamanı ve tabii denizde çok mutlu olmanı…


     Resimlerini taşıyorum hep yanımda. O, çok sevdiğin deniz kokusu geliyor burnuma her bakışımda. Neredesin acaba şimdi ?

15.07.2013 / Pazartesi – 23.46



     Yarın doğum günüm ! 

      Pastamı yaptım :) Güzelce de süsledim. Deniz kenarına gittim, taşlar topladım. Her güne bir tane! 4 tane taşım var artık. Döndüğün gün onları da serbest bırakacağım. Dönüşün çabuk olsun! 

      Şimdiden çok özledim.

14.07.2013 / Pazar – 23.31



     İyi geceler denizlerin sevgilisi ! 

     Bugünü de denize bakarak geçirdim. Açıktan gemiler geçti hep. Acaba hangisindesin diye tahminde bulundum yetmedi, hayaller kurdum. Hep mutlu hayal ettim seni.

13.07.2013 / Cumartesi – 23.30

   Günaydın ! 

   Denizdeki ilk günün ve seni daha çok uzakta hissettiğim ilk gün. Rüyamda seni gördüm. Mutluydun! En büyük sevgiline kavuşmanın mutluluğunu gördüm gözlerinde. Sarıldın, sımsıkı sarıldın bana. Nereden bilirdim, rüyada sarılmanın ayrılık olduğunu !

11 Ağustos 2013 Pazar

12.07.2013 / Cuma – 23.10

   Bugün, o çok sevdiğin denize açılacağını biliyorum. Cuma, kara Cuma !


   Sen denize açılırken ben, denize küseceğimi sandım. Ama öyle olmadı biliyor musun? Denizine kavuştuğun için, seni sarıp sarmaladığı için daha çok sevdim. Ne zaman geçersin acaba camımın önünden?