13 Ağustos 2013 Salı

19.07.2013 / Cuma – 18.45


   İtiraf ediyorum, bugün ilk defa ağladım. Tam bir haftadır denizdesin. Çok mutlusundur eminim. Ama limanda bekleyenin özlemi de kor gibi. Senin için mutluyum tabii ama kendim için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

    Bugün yeni çiçek alıp, isim verdim. Senin ismin ve senin en sevdiğin, “deniz”! Onu da öyle bir yere koydum ki, ufka bakınca hem denizi, hem çiçeğimi hem de seni görüyorum.

   Seni hep görüyorum, duyuyorum, hissediyorum. Seninle konuşuyorum. Sesimi iletiyor mu deniz sana?


   Unutmadan, Fenerbahçeliler günün kutlu olsun bir tanem. Bilirim, sen fenerbahçeni çok seversin... 

 23.48

   Bugün açıklarda bir gemi gördüm. Belki içindesindir diye hayallere daldım yine. Çoktan Cebelitarık’ı geçmişsindir. Ama yine de gitmediğini farz ederek, yaşıyorum. Hayatım monoton devam ediyor.

   Fark ettim ki, Mabel Matiz dinlerken; gözlerimin önünden sen geçiyorsun…

   Bilmiyorum, bunları okur musun? Belki döndüğünde sana bu defteri veririm ve yazdıklarımdan, sen yokken neler yaptığımdan, hayallerimden haberin olur. Belki de sözünü etmem. Ama bil seni bekleyeceğim diye sözüm var.

   Hani bir keresinde demiştim ya sana, herkesin hayatında unutamadığı biri vardır diye. Sanırım o, sen oluyorsun gitgide.

   Uykumda, hayalimde, rutin işlerimde bile sen varsın. Her şey sen oldun. Denize bakınca sen, çiçeğime bakınca sen. Sana bakınca hayat! Nefes! Ömür!

   Çabuk dön, nefes alınmıyor sensiz.


   Yalnızlığımın adı sen, aşkımın adı sen, mutluluğun adı sen…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder